Orjinal Araştırma Makalesi | Gelecek Vizyonlar Dergisi 2020, Cil. 4(3) 34-41
Didem Sarımehmet & Nurhan Gümrükçüoğlu & Sevilay Hintistan & Bahar Candaş
ss. 34 - 41 | DOI: https://doi.org/10.29345/futvis.119 | Makale No: fvj.2021.038
Yayın tarihi: Aralık 04, 2021 | Okunma Sayısı: 13 | İndirilme Sayısı: 533
Özet
Tamamlayıcı terapi (TT), standart tıbbi tedavilerde destek semptom kontrolünü sağlayarak, hastanın iyilik halini ve bakımını güçlendirmek için kullanılan bir uygulamadır (Arı &Yılmaz 2016; Durna & Akın 2012). Tamamlayıcı terapi uygulamaları hastalıkların tanı ve tedavisindeki hızlı gelişmelere paralel olarak yirminci yüzyılın ortalarından itibaren yaygınlaşarak, birçok kültürde yer almıştır (Arı & Yılmaz 2016). Bu uygulamalar: alternatif ve medikal sistem, beden-zihin tedavisi, biyolojik temelli tedaviler , enerji tedavileri, manipülatif ve beden temelli tedaviler olmak üzere beş kategoride değerlendirilebilir (Durna & Akın 2012). Tamamlayıcı terapi uygulamalarının birçok olumlu etkisi bulunmaktadır. Ancak biliçsizce ve eğitimsiz kişiler tarafından yapılan TT uygulamaları sağlığı tehdit edecek boyutlara gelebilmektedir (Sağkal, Demiral, Odabaş & Altunok, 2013). Bu nedenle bu uygulamalara ilişkin bilgiye ulaşmada doğru kaynak kullanımı önemlidir. Hastalar TT uygulamalarına ilişkin bilgileri genellikle yakınlarından, arkadaşlarından ya da diğer hastalardan edinmektedir. Hastaların sadece %10 gibi az bir oranı TT uygulamalarına ilişkin hekim ya da hemşireye danışmakta olup genellikle kullandıkları TT uygulamaları konusunda sağlık profesyoneline bilgi vermediği bildirilmektedir (Kav, Hanoğlu & Algier, 2008; Kes, Gökdoğan & Tuna, 2016). Tüm dünyada TT uygulamalarının kullanımının giderek artmaktadır. Bu nedenle sağlık profesyonellerinin bu yöntemlerin güvenilirliği, kullanım amaçları, klinikte kullanımı, yan etki ve risklerinin doğru anlatılmasında önemli görev ve sorumlulukları vardır (Durna & Akın, 2012). Sağlık teknikerleri sağlık hizmetlerinin koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici basamaklarında etkin bir şekilde görev alan sağlık profesyonelleridir. Dolayısıyla TT uygulamaların bilinmesi ve etkin bir şekilde takibinin yapılabilmesinde sağlık teknikerlerine önemli görevler düşmektedir. Bu önemli görevleri nedeniyle eğitim sürecinde olan sağlık teknikerlerinin TT yöntemlerine ilişkin bilgi düzeyleri belirlenerek, eksiklikleri giderilmelidir. Bu nedenle, bu araştırma Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) öğrencilerinin TT uygulamalarına ilişkin bilgi ve görüşlerini belirlemek amacı ile gerçekleştirildi. Araştırma, Karadeniz Teknik Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören öğrencilerin Tamamlayıcı Terapi yöntemlerine ilişkin bilgi ve görüşlerini belirlemek amacıyla yapıldı. Tanımlayıcı tipteki bu araştırmanın örneklemini KTÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören 230 öğrenci oluşturdu. Veriler, soru formu kullanılarak toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzdelik dağılım kullanıldı. Araştırmada öğrencilerin %70.8’ inin Tamamlayıcı terapi yöntemlerini hiç kullanmadığı görülmüştür. Tablo 1’e göre, tanıtıcı özellikler incelendiğinde; öğrencilerin %67.8’i kız, %61.4’ü birinci sınıf öğrencisi, %57.1’inin annesi, %36.1’inin babası ilkokul mezunu, %14.6’sının annesi, %80.7’sinin babası çalışmakta, %91’i sosyal güvenceye sahip, %49.8’i ailesi ile birlikte yaşamakta ve %73.4’ü günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir. Tablo 2’ye göre tamamlayıcı terapi uygulamalarına ilişkin bilgiler incelendiğinde; öğrencilerin TT yöntemlerinden masajı (%13.3), resim/müzik/sanat-dans tedavisini (%11.6), vitaminleri (%11.6) ve gevşeme teknikleri/ meditasyon/ duayı (%10.3) kapsamlı bir şekilde çok iyi bilmektedir. Öğrencilerin genel olarak bildikleri TT yöntemleri ise bitkiler (%59.2), masaj (%56.2), hipnoz (%54.1), gevşeme teknikleri/ meditasyon/ dua (%52.8), hidroterapi/ kaplıca (%50.2), vitaminler (%49.8) ve yogadır (%48.1). Katılımcıların %38.2’i biyoenerji ve %27.0’si resim/müzik/sanat-dans tedavisinin ismini duymuşlardır. Öğrencilerin TT yöntemlerinden olan akupressur (%92.3), ayurveda (%88.8), reiki (%82.4), refleksoloji (%73.4), osteopati (%65.2), homeopati (%64.4), terapötik dokunma (%63.1) akupunktur (%40.8), ve özel diyetler (gerson diyeti) (%37.3) hakkında fikirlerinin olmadığı saptanmıştır . Tablo 3’e göre tamamlayıcı terapi uygulamalarına ilişkin görüşler incelendiğinde; öğrencilerin %55.8’i TT yöntemlerinin modern tıbba destek olarak kullanılabileceğini, %48.9’u bu yöntemlerin tedavi edici olarak kullanılmadan önce daha çok bilimsel kanıt elde edilmesi gerektiğini, %45.1’i TT yöntemlerinin etkili ve yararlı olduğunu, %35.6’sı bu yöntemlerin daha fazla eğitimle hasta bakım ve tedavisinde kullanılması gerektiğini düşünmektedir. Tablo 4’ göre TT uygulamalarını kullanma durumları, kullanma nedenleri ve öğrenme alanları incelendiğinde; öğrencilerin %70.8’i TT yöntemlerini hiç kullanmamış, %30.9’u streslerini azaltmak için kullanmış ve %39.9’u bu yöntemleri internetten öğrenmişlerdir. Sonuç olarak; öğrencilerin genel olarak TAT yöntemlerini bilmesine rağmen detaylı bilgiye sahip olmadıkları görülmüştür. Günlük yaşamda daha sıklıkla kullanılan yöntemlerin öğrenciler tarafından daha çok bilindiği saptanmıştır. Ayrıca TT uygulamalarında en çok internet yönlendirmesi ön plana çıktığından, internet üzerinden öğrencilere yönelik eğitimlerin faydalı olacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Tamamlayıcı Terapi, Eğitim, Öğrenci
Bu makaleye nasıl atıf yapılır? |
---|
APA 6th edition Harvard Chicago 16th edition |